Binlik koy
Tam da istediğimiz gibi
Sırt çantamızı aldık çıktık dağlara
Becereceğiz be arkadaş doğayı keşfetmeyi
Denizi seyrede seyrede yürüyeceğiz
Doğanın gönlü geniş, sevgi veren girerdi
Bizde açtık girdik içeri
Karşıladı bizi kuşları, ağaçları, börtü böceği,
Ne meyve molası vereceğimiz çimenlerin üstü ne de patikalar rezerveli
Bazen balıkçı tekneleri, bazen de yatlar izliyor kıyıdan bizleri
Biz de uzaktan selamlayıp, el sallıyoruz sevgisini gönderenleri
Yemek molası şimdi
Paylaştık heybemizde ne varsa
Çayı kahveyi böreği
Termoslardaki çay değil mutluluktu sanki
Höpürdeterek içtik
Dostluktu ona veren demini
Şeker mi?
İşte o da yol arkadaşlarımın tat veren dilleri
Ayrılırken biraz yürekler buruk, bedenler yorgundu
Lüks kamaralarda elde şampanya seyrüsefer değildi
ama
Becerdik be arkadaş bedavadan ruhlarımızı dinlendirmeyi
Fethiye H. Murat Öztürk